22 Ekim 2016 Cumartesi

Diyabetli Çocuklar Zirvesi

 19 Kasımda Bahçeşehir Üniversitesinde düzenlenecek etkinlikte teşekkür etmek istediğiniz kişiler için kendi hikayenizi paylaşıp onlara teşekkür plaketi verebiliyorsunuz. Ben de  tam olarak yaşım uymasa da böyle bir yazı yazmak istedim.




Aslında bu yazıyı yazmam ne kadar mantıklı bilmiyorum, sonuçta diyabetli "çocuklar" zirvesi ve daha çok onların hikayelerini görmek istersiniz ama ben kendi hikayemi yazacağım. Diyabetle tanışmam biraz geç oldu aslında. 18 yaşıma girmiş, üniversiteyi kazanmıştım. Okulun başlarında pek hissetmiyordum etkileri, birkaç hafta sonra o zamana kadar olandan farklı hissetmeye başlamıştım. Klasik belirtiler, çok su içme çok idrara çıkma falan. İnternette araştırdım önce biraz ama internette en ufak şeyi bile kansere bağlayan amaçsız insanlar olduğu için pek de inanmadım yazılanlara ama ara ara diyordum arkadaşlarıma bence ben şeker hastasıyım diye. Onlar da bana kendilerinde düşündükleri hastalıkları söylüyolardı arada kaynayıp geçiyordu öylece.
   Bir haftasonu Şölen hoca cumartesiye ek ders koydu. Okul açıldığından beri ilk ek dersti ve gitmek istedim. Sabah biraz geç çıktığım için derse geç kalmıştım ama onca yoldan sonra içeri girmek istedim, hoca da bir şey demedi ve oturdum dersi dinlemeye başladım. Ekranda şeker hastalığı sunumu vardı ve belirtilerden bahsediyordu hoca. Öyle olunca daha da dikkatli dinlemeye başladım. Dersten sonra artık emindim şeker hastası olduğumdan. İlk fırsatta açlık kan şekeri ölçtürmeye gittim ve sonuç tahmin ettiğim gibi çıktı.
   Artık daha farklı olacak gibi hissettim başlarda, belki bir hafta öyle yaşadım. İğne yaparken etrafımdakilerin bakışlarından utandım. Ancak şuan olayların üstünden nerdeyse 2 sene geçti hatta zirvenin olduğu gün 19 Kasımda tam 2 sene olmuş olacak. Ben bu süre zarfında Şölen hocanın yanına gidip farkında olmadan hayatıma nasıl etki ettiğine dair teşekkür etmeyi düşündüm defalarca ama bir türlü yapamadım. Şimdi bu zirve vasıtasıyla teşekkür ederim hocam komplikasyon oluşmadan diyabetimin farkına varmamı sağladığınız için.

16 Ekim 2016 Pazar

Low Battery

Bu hafta okulun 5. haftasına başlıyoruz. Evvelsi haftanın bitişiyle pilimin bitmek üzere olduğunu anlamıştım. Son haftayla beraber pilim bitti. Hafta sonu 1 saat bile uğraşamadım sunum için. Bu haftaya pilim bitik şekilde başlayacak olmam düşündürüyor.


  Pazartesi 8 saat teorik davul gibi kafa ama akşamına inferno. Bir şekilde atlatılır..

  Salı sabahtan boş teorikler öğleden sonra endo pratik. Pratikleri seviyorum.

 Çarşamba hoca artık bitir dediğim teorikler ama öğleden sonra tatil 

  Perşembe ful lab pratikler öyle ya da böyle biter

 Cuma da hep teorik ama son gün diye katlanırız 


Aslında hafta bir şekilde bitiyor ama haftasonu da çok hızlı bu tempo bana bi tık ağır geldi bu hafta sunum da var belki o yüzden bu halim yarın sunum işini kafamda bitirirsem ve zelihadan dişleri alırsam daha enerjik olurum

1 Ağustos 2016 Pazartesi

Whatsapp Grubu

   Bir seneyi biraz geçkin süre önce ortaokul arkadaşım bir sözlük kurma planından bahsetti. O gece isim düşündük falan sözlükspottan açtı sözlüğü. Okulların kapanmasına vardı daha, böylece okul arkadaşlarına yaydı. Liseden bir kaç arkadaşına söyledi bir de ortaokuldan ortak arkadaşlara söyledi. Ha bir de Facebook'tan tanıştığı arkadaşları vardı unutmadan yazayım onları da. Yani genel olarak sözlükte herkes onun arkadaşıydı. 
   Başta başlık açıp içeriği genişletiyorduk, bir yere kadar güzel gitti ama yeni üye gelmeyince ve mevcut üyelerin ilgili oldukları yeni şeyler olmayınca sözlük durma noktasına geldi. Böyle olunca whatsapp grubu açma fikri geldi aklımıza, açtığımızda hala biraz entry giriliyordu. Her amaç için grup vardı: siyaset, sanat, oyun... Bir süre böyle devam etti ama bi yerden sonra ana gruptan mesajlaşılmaya geçildi. Her şeyi konuşuyorduk, goygoy falan dönüyordu hep. Bi yerde bu durumdan sıkılan arkadaşım goygoy grubu kurdu ve kendi çıktı o gruptan ama biz başka bir goygoy grubu ile devam ettik. Arkadaşım arkasından iş çevirdiğimizi sanıp bize darıldı bi ara ama durumu anlatınca sorunlarımız çözüldü ve en son açtığımız ve hala devam eden gruba katıldı.
   Çok farklı tipler tanıdım grupta, eskiden beri tanıdıklarımın çok yeni özelliklerini gördüm. Biraz grupta  tanıdıklarımdan bahsetmek isiyorum. Fakat isim vermeden yapıcam bunu, gruptakiler anlar büyük ihtimal ama başkasının anlaması zor. Zaten kişilerin kim olduğunu bilmenize gerek yok.
   H: Uzun bir süre gruptaki sevmediğim kişi oldu, hatta düşman seviysindeydik goygoy yapıyor olsak da gerçeklik payı vardı. Bir buluşma yaptık ve onu ilk gördüğüm anda bütün ön yargım yıkıldı ve o günden sonra hiç karşısında olmadım.
   A: Grubun en deli dolusu. Her şey hakkında yorum yapabilir ki yapıyor da. Fikirleri çok değişken ve çok uç. Henüz tanışmadım ama tanışsam çok şey katar heralde bana.
   G: Grubun ikinci tanıştığım kişisi. Baya da sohbet etme fırsatımız oldu aslında. Sevdim kensini, o da delidolu ama A gibi değil, biraz daha kabul edilebilir seviyede. Eski arkadaşlarımdan olmasını isterdim.
   Ö: Sözlüğün kurucusu. Hepimizi bir araya getiren kişi. Yaptığı iş genel olarak çok işime yaradı, tek mesajla bi sorunumu çok fazla arkadaşıma sorabiliyorum.
   S: Ortaokuldan ortak arkadaşımız. Bir o kaldı bu şekilde gelenlerden. Onun hakkındaki düşüncelerim örneklerle kanıtlandı fakat hala çözemediğim bazı noktaları var. 
   K: Sözlükten baya sonra geldi. Hala tam olarak ısınamadım kendisine ama kaliteli birine benziyor. Grubun şu sıralar aktiflerinden.
   Burada yarısını anlattım bir bu kadar daha kişi var grupta ama kafamda çok yer etmemişler. Bazıları az mesaj atıyor bazıları ismi geçince görüyor sadece. Bunlar dışında da başlarda çok kişi vardı ama bir bir döküldüler. İyi de oldu kalabalık olmak güzel değildi zaten, şuan küçük samimi bir grubumuz var ve birbirimizi sadece yazdıklarımızdan tanıyoruz. Böyle bir şeyi parayla satın alamazsınız. 





















  







23 Temmuz 2016 Cumartesi

Darbe Girişimi ve Sokaktaki Nöbetler

   15 temmuz akşamında yaşanan olaylar aynı anda bir çok duyguyu hissetmeme sebep oldu. Böyle durumlarda zaten bilgi kirliliği çok oluyor, bir de hassaslık artınca insan bi süre düşünmeden kabul ediyor gelen bilgileri. Beni en çok etkileyen Rte ile ilgili olandı. Önce gruplarda kaç gündür ortada yok hala da konuşmadı tarzı mesajlar geldi, sonra bir gruptan şehit edilmiş mesajı geldi. Tabi ki inanmak istemedim başta ve savuştururdum kafamdan. Neyse ki CNN'e çıkması pek sürmedi de güçlü kalabildim. 
   Darbe girişimi hakkında hem çok fazla konuşuldu hem de benim yorumlamamın pek de önemi olmaz ama sokak nöbetleri hakkında çok karışık duygularım var. Bunlardan bahsetmeme kimse bir şey demez heralde. İlk gece ortam sıkıntılıydı ve dışarı çıkarsak bir zarar gelebilir diye düşünüyordum. Arkadaşlarıma çıkmayın, evde dua edin diye yazdım o gece. Tabi bazıları ben o mesajı yazana kadar yola çıkmıştı bile. Çok şükür yakın tanıdıklarım sağ salim atlattı ama bir sürü de şehit haberi almıştık. Başta bunun halkın çıkmasıyla olacak iş olmadığını düşünoyordum ama sonra acaba savaş ile eş değer miydi demeye başladım ve hala sorguluyorum. 
   İlk geceden sonra hala bir girişim daha olabilir diye sokaklarda durmaya devam etti halk ama daha çok kutlama havasındalardı. Tabi önceki gece çok kötü sonuçlanabilecek şeylerden kurtulmuştuk kutlama yapılabilirdi ama buna da tam emin değildim ve hala değilim. Bulunduğum ortamın da etkisi oldu sanırım bunda. Ailem temkinli davranmayı seçmişti, belki arkadaşlarımla olsam köprüye, emniyete, saraçhaneye gidenlerden olcaktım. Pazartesi ailem konvoya katıldı ama ben evde değildim etrafımda bu amaç için çıkan insanlar vardı ama benim amacım farklıydı. Perşembe günü de aynı şekilde oldu. Bi gün kuzenlerim bisikletle çıkalım dedi ama ona da katılmadım. Sonuç olarak hiç sokağa çıkmadım bu amaçla ama çıkanlara bakınca benim de içlerinde bulunduğum kesim orada. Bu beni sorgulamaya itti. Acaba neden sokağa çıkmadım, acaba durumun ciddiyetini mi kavrayamadım? Hala düşünüyorum.









11 Temmuz 2016 Pazartesi

Sonuçlar (6)

   Hepsinden geçtim. İkisi cc biri dc. Son sınav bayramdan sonra açıklandı o yüzden yazıyı beklettim. Aslında son sınavın üzerine çok şey yazılabilirdi. Son sınav 4 aşamalı ve her aşama aslında ayrı başına ders. Yani millet bu sınavı 4 gün içinde oluyor.
   Final sorularını çıkardığımız için rahattık ama eğer hocalar finalden farklı sorsaydı hepimizin işi yaştı. 5 saaat aynı derste bulunduk daha önce çok kez ama bu sınavın kötü geçmesi sene tekrarı olarak biliniyordu o yüzden sınıftakilerle daha bi samimiydik. Tabi bazıları sadece not samimiyetiydi ama o anlaşılıyor zaten. Sınava girerkenki heyecanı çıktıktan sonraki heyecanı birbirimizle paylaşmak güzeldi. Sanki hiç bilmedğim bi ortamda birden tanıdık birini görmüş gibiydim. Yani hissettiğim duygu bunun gibiydi. Neyse geçti gitti akılda bazı güzel anılar bırakarak.
   Bütlere bir daha kalmak istemem ama bu istememekle ya da "artık çok çalışcam" demekle olmuyor. Ben bu yaz beni bu duruma sürükleyen sorunları bulup onları halletmeye çalışıcam. Artık zaman az. Bir teorik sene daha sonra mesleğe başlıyoruz. Ayrıca DUS var ve başarılı olmak öyle kolay değil. Şimdilik benden bu kadar.

30 Haziran 2016 Perşembe

İlk Sınav (5)

Finaldekilere benzer sorular vardı. 60 değil 80 bile alırım gibi geliyor ama hiç düşündüğüm gibi olmayıp 40 dalan da gelebilir. Kısaca pek yorumum yok. Her şey olabilir. Açıklanmasını beklemekten başka yapacak bir şeyim yok. 1 saat sonraki sınava çalışayım ben biraz.

Sınav sabahı (4)

Kuş cıvıltıları geliyor odamın camından, sabah olmuş artık. 
Bugün iki sınav var ve ilkinden 58 almam lazım. Ben yeterli çalıştığımı düşünmüyorum. Hatta sadece fizyoloji çalışmış sayılabilirim. Hala 5 saatim var. 2 saati yolda geçecek, 2 saati evde, 1 saati de okulda. Yarısını çalışarak geçirsem belki 3-5 puan daha öğrenirim. Öğleden sonraki sınav için kafam rahat ama, çalıştım ona geçecek kadar. İlk sınavdan da alsam şu geçer notu söz bir daha böyle bir durum olmayacak. Neyse ben biraz daha çalışayım.