Gürpınar Sahil

   Evimin çevresinde böyle güzel yerler olduğunu hatırlayınca mutlu oluyorum. Deniz görmek için illa boğaza gitmeye gerek olmadığını hatırlıyorum. Bu fotoğrafı* Gürpınar tarafından çekmiş olsam da, Büyükçekmece'yi de kapsıyor. Ara ara böyle güzel manzaralar görmeli insan.

*fotoğrafın orijinali için: http://i.imgur.com/k0MNRtH.jpg

OTG Kablosu

Usb on the go cable.  Kısaca OTG kablosu. Bu kablo artık metrobüs yolculuğumu değiştiriyor. Evden çıkmadan içinde film olan flash belleklerimden alıyorum bir tane. Sonra bir saatlik yolculuk oluyor bir saatlik film ziyafeti. Tabi telefonunuzun kapasitesi yüksekse böyle bir şey gerekmez ama yine de çok kullanışlı. Deneyin bir gün. İnince sanki metrobüsten inmiş değil de sinemadan çıkmışsınız gibi oluyor.

Alçıdan Dişler

Uzun zamandır ilgilenemiyorum blogla. Aslında atabileceğim bir sürü fotoğraf oldu ama ya vakit ayıramadım ya da çok üşendim. Üşenmek demişken son zamanlarda acayip derecede üşenme hastalığına yakaladım. En kısa sürede kendime yeni bir düzen kurmam lazım. 

Bursa'da  yaşamaya başladığımı düşünenler olabilir, o arkadaşlar için kısaca anlatayım yaptıklarımı. Öncelikle beş diş ödevim bir hafta ertelendi ama ona rağmen son geceye bıraktım ödevleri. O beş dişi gece boyunca yaptıktan sonra bir daha elime sabun ya da parafin almak istemediğim için dişleri nasıl yapacağımıza dair bir post atmadım. Birkaç farklı yer gezdim İstanbul içinde, fotoğraflar da çektim ara ara onlardan atarım belki. Bunların dışında aşırı ilginç bir şey yapmadığım gibi. Haa.. Bir de yirmilik dişimi çektirdim, bir nevi ameliyat da sayılabilir. Onu da yazarım bir ara.

Bu fotoğrafa gelecek olursam, anlamanız gereken şu ki artık yontma işlerini bıraktık. Vize haricinde sabun ya da parafin yok artık. Alçıdan hazırladığımız harcı ağız kalıplarına dökerek böyle şeyler ortaya çıkarıyoruz. Daha bir ders işlediğimiz için bunun başına neler gelecek bilmiyorum. Bekleyip görüceğiz.

Bursa Yolculuğu (Duyuru)

    Perşembe ile pazartesi arasında ufak bir seyahate çıkıyorum. Bursa'ya gideceğim. Bu süre zarfında yapmam gereken dişleri nasıl yapacağım konusunda endişeliyim. Ya bu akşam uyumayıp yapacağım ya da pazartesi akşamında biraz fazla efor harcayıp yetiştireceğim.

    Eğer bu akşam bir iki diş rehberi ne mutlu bana. Yetiştiremezsem bile yeni öğrendiğim dişlerin rehberi hazırlamak istiyorum. Yani belki şu anki okuyanlara faydası olmaz ama alt dönemler için güzel bir kaynak olacağını düşünüyorum.

Manüplasyon

Nasıl yazıldığı konusunda bir çok fikir var bu kelime hakkında ama önemli olan nasıl yazıldığı değil, okunduğunda neyi çağrıştırdığı. Bir diş hekimliği öğrencisi bu kelimeyi duyduğunda aklına sabunlar, parafinler, spatüller, muşambalar ve gıcık* asistanlar gelir.

Bazılarımız için okulu bırakma sebebi olan bu ders bazılarımız içinse mutluluk kaynağıdır. Benim için de güzel şeyler ifade ediyor bu ders. Parafini elime alıp yontmaya başladıktan sonra son çıkan şekil eğer düzgün formlarda olduysa o an oluşan mutluluk kelimelerle tarif edilemez sanırım. Zira diğer arkadaşların çaresizliğini görünce düzgün formlu bir iş çıkarınca mutlu olmamak elde değil.

Daha önce teslim için verdiğim dişler ortalamanın üstündeydi, bir diş dışında. Son 2 saat kala sıfırdan yontmaya başlayıp üzerine hiç düzeltme fırsatım olmadan hocaya teslim etmek durumunda kalmıştım. Gelen not da aslında o kadar da kötü değildi. Sadece diğer notlarımla kıyaslayınca biraz düşük kalıyordu

Neyse bu kadar bilgiden sonra bu yazıyı yazma amacıma geleyim. Beş farklı dişin yontusunu yapıp teslim etmemiz gerekiyor okulun ilk haftasında. Bu yüzden bu hafta bir sürü uğraşım olacak bu konu ile ilgili. Dişleri yaparken fotoğraflarla birlikte yeni bir kılavuz da hazırlamak istiyorum. Birilerinin işlerini yararsa ne mutlu bana.

*Her asistan gıcık olmak zorunda değil tabi, ama genel algı bu yönde olduğu için öyle yazdım. Lütfen saygıdeğer asistanlar üstüne alınmasın.

Film İzlemek

    Tatilde nasıl vakit geçireceğime bir türlü karar veremem. Arkadaşlarımla buluşacağım derim, ders çalışıp daha iyi bir öğrenci olacağım derim, spor yapıp daha sağlıklı bir hayata başlayacağım derim. Derim de derim. Yani demesem de düşünürüm bunları. Tabi genelde yüzde otuz civarında başarıya ulaşırım, hiç gibi bir şey.
   
    Bu tatilde de planlarım oldu. Öncelikle büte kalma durumum olduğu için ders çalışacaktım. Ama henüz belli değil ve ben " Kalmam inşallah" diyerek çalışmaya başlamadım henüz. Açıklandıktan sonra eğer kaldıysam yetiştirebilirim umarım.

   Ders çalışmayı sildikten sonra arkadaşlarımla buluşma planları hazırladım. Yapılan planlar bir bir iptal oldu ama daha konuşmadığım insanlar var. Büt olayının açıklanmasını bekliyorum yeni planlar için.

   Peki ders çalışmıyorsam ve arkadaşlarımla vakit geçirmiyorsam ne yapıyorum? Cevap basit film izliyorum. Klasik filmler, IMDB'de 8 puan üstü almış filmler -zaten aynı kapıya çıkıyor :D- ve de yakın zamanda vizyona girmiş ve benim izleyememiş olduğum filmler. Aslında film izlemek benim aklımda olan bir şey değildi. Ta ki Arif bana film izleme olayını anlatana kadar.
 
    Çok basit bir mantık aslında. Önce herkes tarafından kabul görmüş filmleri izliyoruz, daha sonra da beğendiğimiz filmlerin yönetmenlerinin, yazarlarının başka filmlerini izleyerek hem vakit geçiriyoruz hem de film kültürümüz artıyor.
 
   İzlediğim filmleri bir liste şeklinde paylaşıp, yeni filmler izledikçe güncellemeyi planlıyorum. Bu arada Arifin bloguna da buradan ulaşabilirsiniz. Güzel güzel denemeleri var. Blog açmama ilham kaynağı olan da onun bloguydu. Bir buçuk aydır yeni denemelerini göremiyoruz. Eğer sesimiz duyuyorsan, yeni yazılarını sabırsızlıkla bekliyoruz.

YGS 2015 Telaşı

   Daha 2014 YGS'ye girmeden önce bir hayalim vardı. Hayatım boyunca her sene üniversite sınavlarına girmeliydim. 2014'te girdikten sonra  daha da arttı bu isteğim. İlk olarak önümde 2015 YGS vardı bilindiği üzere.

   Daha sınava 4 ay kala başlamıştım "acaba ne zaman başvurular, kesin kaçıracağım başvuruları, hadi gelsin artık şu başvuru tarihi" demeye. Aralık sonuna doğru öğrendim ki 5-19 Ocak tarihleri arasında başvurular yapılıyormuş.
 
   5 Ocak günü hemen kaydımı yaptım ama bu sene ÖSYM farklı bir yöntem uygulamaya koymuş. Önce kayıt, sonra ödeme. Kayıt işlemi bittikten sonra bir de ne göreyim, bu sene 50 lira olmuş ücret. Arkadaşlarla bunun esprisini yapmaya başladık. "3 şekere 50 lira mı verilir?" tarzı. Neyse gel zaman git zaman 17 ocak oldu. Ben artık parayı ödeyim diye düşünmeye başlamıştım ( e bi zahmet).
 
   17, 18 derken bir an 19 Ocak oldu. Ben akşam yaparım diye yine erteledim kafamda. Saat 21:00 da girdim ÖSYM'nin sitesine, fakat o da ne bir sekmeyi açması 352935 dakika sürüyor. Tam kırk beş dakika uğraştım kayıt için. Ya kredi kartını yanlış girdim, ya site kabul etmedi, ya sekme açılmadı, wifi bağlantısı koptu falan filan sonunda bıraktım ve başka işlerimle uğraşmaya başladım. Saat 23:50 gibi bir daha denedim ama yine olmadı. Benim iyice sinirim bozuldu. Internet Explorer dan bile girmeyi denedim

   İyi ki de denemişim. 23:58 de işlemleri hızlı hızlı yapmaya başladım tabi zaman akıyor bu sırada. Son basamak olarak 3D Secure özelliği çıktı karşıma saat bu arada 00:00 ben korkuyorum geçti diye. Neyse telefona mesaj gelecek ama babamın telefonuna ve ben telefonun yerini bilmiyorum. Koştum odalara bakmaya, kardeşimin odasında bir yastığın altına gizlenmiş şekilde oradaydı telefon aldım ve hemen geri döndüm bilgisayar başına. Saat 00:01 olmuştu ve ben şifreyi yeni girmiştim.

   Bütün bunlara rağmen onay yazısını gördüm ekranda ve çok mutlu oldum, emeğime deydi diye. Sanırım  YGS son kaydolan kişi oldum. Bir plaket falan isterim artık. Bakalım sınav nasıl olacak, şimdiden herkese başarılar! :)

Not: Bir rivayete göre 20 Ocak son para yatırma tarihiymiş ama ÖSYM'nin sitesinde öyle yazmıyordu.
 

Teknik Resim Sınavı

   Bugün başlayan final haftamın ilk sınavı. Dersin adı tam olarak şöyle " Üç Boyutlu Algılama ve Modelleme" ama biz genelde "üçboyutlu" diyoruz. Teknik resim de bir diğer adı.
 
   Pek çalışmamış olsam da iyi geçti. En azından büte kalmam. Şimdi de önümde hücre doku kurulu sınavını kazasız belasız geçmek var. Hadi bana iyi dersler.

Finallere Sayılı Saatler

Bugün finaller başlıyor ve ben yine çok az çalıştım. Hatta kurul sınavında büte kalacağımı o kadar benimsemişim ki çalışasım gelmiyor. Teknik resim dersinin sınavına da sadece 5 saat var ve ben çalışmaya yeni başlıyorum. Öyle işte, siz de bilin istedim sadece :D

Finallerden Önce Son Çıkış

    Bugün itibariyle fianllerime sadece altı gün kaldı ve ben hala hiç bir şeye çalışmadım yaklaşık 3000 sayfalık slaytlar bir yanda Whatsapp gruplarından atılan yüzlerce fotoğraf bir tarafta çalışılmayı bekliyolar.

    Ben de artık anladım ki çalışmam lazım zira son gün çalışarak yine 60 üstünde alamam. Genelde insanlar güzelce çalışıp güzel puanlar aldıktan sonra ödül verir kendine. Ben ise ödülümü önceden veririm. Bugün sinemaya giderek ödülümü vereceğim kendime. Daha sonra da bu ödüle layık olmak için sıkı bir çalışmaya gireceğim, inşallah tabii.
    Bu süre zarfı içinde yeni post gelemeyebilir. Fakat başımdan geçen ilginçli bir olay olursa ve bunu bir yere yazmam gerekirse ilk olarak buraya yazarım sanırım.

Dünün Özeti

     Sadece 3 ders olduğu için okula gitmemeyi tercih etmiştim. [Evet bu havada rektörümüz okulu devam ettiriyor. :)] Evde her saat başı başlıyorum diyerekten akşam saat 8 e kadar erteledim. 8 ciavarında da yapmaya başladığım alt premoları arkadaştan gelen " Teslim yarın değil, cuma olmuş" mesajından sonra bıraktım. 

 

    Şuan bana bakıyor muşambam, spatüllerim ve parafinlerim. Bugün onu halletmek zorundayım, güzel bir şey çıkarsa ortaya bloga da nasıl yapıldığını yazarım :)

Nerede Şu Günlük Postlar?

Finallere 13 gün kalmış olmasına rağmen ben hala çalışmıyorum. Çalışamıyorum. Çalışmaya başladığım gün postlar gelmeye başlayacaktır.

Bir haber daha vereyim. Mart ayından itibaren Vialand sezonluk kartım sayesinde haftada bir ya da her boş vakitte orada olacağım. Marttan itibaren orasıyla ilgili eğlenceli postlar da gelecek :)